En iyi fiyat için ara.
İznik, sıra dışı bir şehir olarak tanımlanabilecek tarihi ve antik bir ilçedir, adeta bir açık hava müzesi niteliğindedir. Her mevsimde göz kamaştıran bereketli topraklarıyla, benzersiz iklimiyle ve doğal güzellikleriyle tarih boyunca insanlığın ilgi odağı olmuştur.
İznik, tarih öncesi çağlardan bu yana yerleşim görmüş ve çok eski bir geçmişe sahip olduğunu çevresindeki Prehistorik kalıntılardan ve bölgedeki sayısız höyüklerden anlıyoruz. Bu derin köklere sahip şehir, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin arkeolojik ve etnografik izleriyle bütünleşmiş durumdadır. İznik, aynı zamanda Bizans döneminde önemli bir merkez haline gelmiş, kutsal inançların ve sanatın buluşma noktası olmuştur.
Bu tarihi şehir, günümüzde de taşımış olduğu zenginliklerle göz kamaştırır. İznik Gölü çevresinde yer alan yapılar, arkeolojik ve tarihi sit alanlarıyla adeta bir açık hava müzesini andırır. İznik gezilecek yerler listesinin en başında yer alan Tarihi Surları, Ayasofya Camii, Yeşil Camii ve Süleyman Paşa Medresesi gibi tarihi yapılar, şehrin geçmişten bugüne uzanan hikayesini anlatır.
İznik Ayasofya Camii, tarihi ve kültürel değeriyle ön plana çıkan bir yapıdır.
M.S. 787 yılında gerçekleşen VII. Ekümenik Konsil’e ev sahipliği yapmış olan bu kilise, Hristiyanlık açısından büyük bir öneme sahiptir ve “İznik Gezilecek Yerler” listesinde haklı bir şekilde ilk sırayı almıştır.
İlçe merkezinde, kentin ana kapılarına ulaşan yolların kesiştiği bir noktada yer alan İznik Ayasofya Camii, tarih boyunca birçok dönüşüm geçirmiştir. İlk olarak 4. yüzyılda inşa edilen kilise kalıntıları, 6. yüzyılda Justinianus tarafından restore edilerek yeniden inşa edilmiştir.
İznik Ayasofya Camii, hem tarihi hem de mimari açıdan büyük bir değere sahip olan bir yapıdır. İznik’i ziyaret eden herkes, bu caminin büyüleyici atmosferinde kendilerini tarihle iç içe hisseder. Yüzyıllar boyunca yaşanan dönüşümler ve onarımlarla günümüze ulaşan bu yapı, İznik’in kültürel zenginliğini ve tarihi derinliğini yansıtmaktadır.
İznik Tarihi Surları ve Antik Kapıları, şehrin tarihî ve kültürel değerlerini yansıtan önemli bir yapı kompleksidir. İznik’in iki ana caddesinin kesiştiği noktadan bakıldığında, beş kenarlı bir çokgen şeklinde çevrelediği şehri gözler önüne seren bu surlar, etkileyici bir görüntü sunar.
Toplamda 4970 metre uzunluğunda olan bu surlar, Helenistik dönemde başlanmış inşaatlarıyla başlayıp Roma ve Bizans dönemlerindeki eklemeleriyle günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
İznik’in sembolü haline gelen tarihi kapılar, Roma İmparatorları Vespasianus ve Titus dönemlerinde inşa edilmiştir. İmparator Hadrianus döneminde ise önemli bir onarım görmüşlerdir. İznik’in ayakta kalan en görkemli kapıları ise İstanbul Kapı, Lefke Kapı ve Yenişehir Kapı’dır. Ancak Göl Kapı maalesef yıkık bir durumdadır.
Bu kapılar, Roma dönemi mimarlığının teknik ve üslup özelliklerini yansıtması bakımından da büyük öneme sahiptir. İznik Antik Kapıları, ziyaretçilerini geçmişe götürerek tarihin izlerini hissettiren birer anıttır.
İznik Antik Surları ve Antik Kapıları, şehrin karakteristik özelliklerini koruyan ve ziyaretçilerine benzersiz bir tarihi deneyim sunan bir yapı kompleksidir. Ziyaret edenler, bu surların etrafında dolaşırken geçmişe doğru bir yolculuğa çıkar ve İznik’in tarihî atmosferini solurlar.
İznik Antik Surları, şehrin kültürel zenginliğini keşfetmek isteyenlere unutulmaz bir duraktır ve İznik’in tarihi dokusunu en iyi şekilde yansıtan bir anıttır.
Mimari zarafeti, çarpıcı çini süslemeleri ve detaylı taş işçiliği ile ziyaretçilerini büyüleyen Yeşil Camii, İznik Gezilecek Yerler içinde önemlidir.
İznik’in tarihi ve kültürel dokusunu en iyi şekilde yansıtan yapılarından biri olan cami, ziyaretçilerine zamanda yolculuk yapma fırsatı sunmaktadır.
İznik Yeşil Camii, İznik’in sembolleşmiş ve en görkemli kültür varlıklarından biridir. Camiye adını, turkuaz rengindeki çinili ve tuğlalı minaresinden almaktadır. İznik gezilecek yerler listemizde olan ve Osmanlı sanatının ve Selçuklu minare geleneğinin en iyi örneklerinden biri olan bu cami, 1378-1392 yılları arasında Çandarlı Halil Hayrettin Paşa tarafından Mimar Hacı Musa’ya yaptırılmıştır.
Yeşil Camii, erken Osmanlı döneminin tek kubbeli camileri arasında en etkileyici olanlarından biridir. Caminin içerisinde, muhteşem bir taş işçiliği ile süslenmiş mihrap dikkat çekmektedir. Mermerden yapılmış olan mihrap, ince detayları ve göz alıcı işçiliği ile büyüleyici bir görüntü sunmaktadır.
Caminin en dikkat çekici öğelerinden biri ise eşsiz minaresidir. Minare, caminin sağ köşesinde yer alır ve kendine özgü bir estetik anlayışı yansıtmaktadır. Zikzaklı mozaik tekniğiyle bezenmiş olan minarenin gövdesi, mavi ve yeşil renkli çinilerle süslenmiştir. Bu özellikleriyle İznik Yeşil Camii’nin minaresi, kendine has bir güzellik ve estetik sunmaktadır.
İznik Süleyman Paşa Medresesi, Osman Gazi’nin oğlu Süleyman Şah tarafından 1332 yılında inşa edilmiş önemli bir yapıdır. İznik’te günümüze ulaşabilmiş en eski Osmanlı medresesi olan bu yapı, Osmanlı mimarisinin önemli bir örneğidir.
Medrese, klasik Osmanlı medreselerinin tipik “U” planına sahiptir ve 11 hücre ve bir dershaneden oluşmaktadır. Duvarları 14. yüzyılın ilk yarısına, kubbeli örtüsü ise 15. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir.
Süleyman Paşa Medresesi, İznik’in tarihî ve kültürel mirasını keşfetmek isteyen ziyaretçiler için önemli bir duraktır. Medrese, Osmanlı İmparatorluğu’nun erken dönemlerine ait bir yapı olarak hem tarih severleri hem de mimari tutkunlarını cezbedecektir. Ayrıca, medresenin günümüzde çiniciler çarşısı olarak kullanılması, İznik’in ünlü çini sanatının yaşatılmasına da katkı sağlamaktadır.
